Tüm Forumların Gözdesi StarForum 'a Hoşgeldiniz..! |
|
| Tüm Güzellik Maskeleri | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Dj Candy She SuperStar! GoKcE!
Mesaj Sayısı : 493 Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 18/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Tüm Güzellik Maskeleri Salı Şub. 19, 2008 7:24 pm | |
| GÜZELLİK MASKELERİ
Avokado-Salatalık Maskesi
1 fincan avokado küçük kesilmiş 1 fincan salatalık küçük kesilmiş 1 yumurtanın beyazı 2 çay kaşığı süt tozu
Bütün içeriği bir blender'da krem kıvamına gelene kadar işleme tabi tutun. 30 dakika buzdolabında bekletin ve soğuk olarak yüzünüze ve boyun bölgenize tatbik ediniz. Mask yüzünüzde kuruyana kadar kalmalıdır, bu süre 30 dakika kadardır. Sonrasında ılık su ile yüzünüzü ve boynunuzu yıkayınız. Kuru bir havlu ile yüzünüzü ve boynunuzu örtün.
Limon-Yumurta Maskesi
Yarım limon suyu 1 yumurta beyazı
Limon suyu ve yumurta beyazını birlikte 3 dakika iyice çırpın. Gözlerinizi koruyarak doğrudan yüzünüze tatbik ediniz. 30 dakika kadar bekleyiniz. Sonra yüzünüzü yıkayınız ve nemlendirici sürünüz. Salatalık Maskesi
2 çay kaşığı dolusu küçük doğranmış salatalık 1 çay kaşığı süt tozu
Salatalık ve süt tozunu iyice karıştırıp, göz çevresine ve göz kapağına tatbik ediniz. 10 dakika bekleyiniz ve yıkayınız. Göz kremi sürünüz. Yağlı Ciltler İçin Maske
1 fincan sıkılmış çilek 2 oz. raw accorn kabak veya bal kabağı
Birlikte karıştırın ve yüzünüze tatbik ediniz. Göze kaçmamasına dikkat ediniz. 10 dakika sonra yıkayınız ve toner veya yağsız nemlendirici kullanınız. Kuru Ciltler İçin Maske
Yarım avokado 1 dilim şeftali
Birlikte karıştırın ve yüzünüze, göz çevresine tatbik ediniz. 10 dakika sonra yıkayınız. Nemlendirici tatbik ediniz. Her Cilde Uygun Mask
yarım çay kaşığı limon suyu 1 çay kaşığı kuru siyah çay 1 yumurta akı 1 çay kaşığı bal
Tüm içeriği birlikte iyice karıştırınız. Tüm yüz ve boyun bölgenize tatbik ediniz. 10 dakika sonra yıkayınız. Daha sonra toner ve nemlendirici kullanınız. MAKYAJDA PÜF NOKTALARI
FONDÖTEN
Mutlaka temizlenmiş, nemlendirilmiş cilde tatbik edilmelidir.
Nemli pamuk veya ufak nemli bir süngerle sürülmeli. Sünger her kullanıştan sonra sabun ile yıkanmalı ve kurutulmalı.
Aydınlık bir yerde yapılmalı; Gündüz makyajı; gün ışığında, gece makyajı; iyi aydınlatılmış bir yerde.
Saç dipleri ile yüzün birleştiği yerde renk farklılığı olmamalı. Fondöten bu bölgelerde küçük dokunuşlarla iyice yayılmalı.
Seçilen fondöten yüz ile aynı renk olmalıdır.
İnce bir tabaka halinde sürülmeli, sonuç doğal görünümlü olmalıdır.
PUDRA
Fondöten üzerine sürülecekse şeffaf olanları tercih edilmelidir.
Tek başına kullanılacaksa ten renginize uygun (mutlaka yüzünüzün bir yerinde denediğiniz) olmalıdır.
Büyük pudra fırçası ile ince bir tabaka halinde sürülmelidir. Fırçayı, yüzünüzdeki ince tüylerin çıkış yönünde kullanmalısınız.
GÖZ
Toz farlar, kullanmı ve dayanıklılık açısından daha çok tavsiye edilir.
Sık sık temizlenen süngerli çubuk veya yumuşak fırçalarla sürülmelidir.
Açık renk farınızı gözkapağına sürdükten sonra, gölge yapacağınız renkte far ile gözkapağının bitiminden kaşa paralel çukurluğa hafifçe sürün.
Gözlerinizin renginde far sürmek her zaman çok iyi netice vermez. Örneğin mavi gözlere, mavi far yerine açık - koyu gri, pembe kombinasyonları çok uygun olur. Siz kendi renginizi deneyerek bulmalısınız.
Gözlerinizi daha büyük göstermek isterseniz kirpik diplerine siyah veya kahverengi göz kalemi ile ince bir hat çekmeli, göz ucundan da biraz taşırmalısınız. Alt kipriklerin diplerine de ince bir hat çekmeli, ancak bir pamuklu çubukla hattın keskinliğini dağıtmalısınız.
Gözleriniz birbirine yakın ise gözün şakak tarafındaki ucunu daha koyu renk bir far ile belirgenleştirmelisiniz.
Gözleriniz birbirinden çok ayrık ise gözpınarının üstünü kaşa kadar koyuca ton bir far ile gölgelemelisiniz.
RİMEL (MASKARA)
Siyah veya koyu kahverengi rimel sürerek gözlerinizi daha büyük ve anlamlı gösterebilirsiniz.
Rimel sürerken başı hafifçe kaldırıp aynaya bu şekilde, bakarken boyamak göz çevresine bulaştırmamak açısından iyi bir tekniktir.
KAŞLAR
Kaşlarınızı yüzünüze en uygun şekilde şekillendirmek için elinize uzun bir çubuk veya kalem vs. alıp ayna karşısına geçin;
Çubuğu burun deliğinin yanından ve göz pınarından geçecek şekilde dik tutun. Kaşınız çubuğun gösterdiği noktadan başlamalıdır.
Çubuğu burun deliğinin yanından kaldırmadan (gözeleriniz karşıya bakarken) gözbebeğinin üzerinden çapraz olarak uzatın. Çubuğun gösterdiği nokta kaşınızın ideal kavis noktasıdır.
Çubuğu burun deliğinin yanından kaldırmadan gözün kuyruğundan geçecek şekilde uzatın. Çubuğun gösterdiği nokta kaşın ideal bitiş noktasıdır.
Kaşınızı alırken, tüylerin çıkış yönüne doğru çekmeye dikkat etmelisiniz.
Makyaj ensasında ufak bir kaş fırçası ile kaşlarınızı fırçalayıp şekillendirmeyi ihmal etmeyin.
Eğer kaşınızda düzeltme yapacaksanız; koyu kahverengi veya füme renkli bir kaş kalemi ile önce ince ince küçük çizgiler halinde boyayıp, sonra fırça ile dağıtın.
ALLIK
Yüze daha sağlıklı bir görünüm kazandırabilmek için allık sürmelisiniz.
Allık fırçası yumuşak ve uzun tüylü olmalı, sık sık yıkanmalıdır.
Allığın rengi ten rengine uygun olarak pembemsi veya toprak tonlarında olmalıdır.
Allık asla bir leke gibi durmamalı, çok hafif kullanılmalı, fırça bastırılmadan hafifçe değdirilerek sürülmelidir.
Gece makyajında kullanılan allık biraz daha koyu olabilir. Ancak çok iyi dağıtılmalıdır.
En son tarafından Salı Şub. 19, 2008 7:34 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Dj Candy She SuperStar! GoKcE!
Mesaj Sayısı : 493 Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 18/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Salı Şub. 19, 2008 7:24 pm | |
| Allık ile yüzümüzde beğenmediğimiz bazı yerleri farklı gösterebiliriz.
Örneğin;
Yuvarlak bir yüzü daha ince göstermek için allığı, elmacık kemiklerinin altından şakaklara doğru ve şakaklara sürmelidir.
Köşeli bir yüzde; elmacık kemiklerinin üzerine ve çenenin alt - yan sınırına allık sürülürse yüzde daha yumuşak bir ifade sağlanabilir.
Yazın yüzünüz güneşten bronzlaştığında her zaman kullanığınızdan daha koyu bir allıkla yüzünüze ışıltı katmalısınız.
DUDAK
Dudaklara dudak renginin bir ton koyusu ile çerçeve yapılıp içi yalnızca parlatıcı şeffaf bir ruj ile boyanarak kullanabilirsiniz veya yüzünüze fondöten sürerken biraz da dudaklara sürerek renk farkını azaltır, makyaja hazırlarsanız. Kullanacağınız rujun bir ton koyusu ile çerçeve yapıp içini ruj ile doldurarak daha kalıcı bir makyaj elde edersiniz.
Dudak makyajında şekil çok önemlidir.
Dudaklar ince ise; fondötenlenen dudakların bitimine kemik rengi bir kalemle ince bir çerçeve çizilir ve parmak uçlarıyla iyice dağıtarak hattın keskinliği azaltılır. Daha sonra dudak kalemi ile çerçeve çizilir ve içi uygun renk ruj ile boyanır.
Açık renk rujlar dudağı daha dolgun gösterir.
Kalın dudaklar, koyu renkli rujla daha ince gösterilebilir.
Şimdi gözlerimizi ortaya çıkartacak, daha manalı gösterecek birşeyler yapalım...
Süngerli far fırçanıza biraz toz far alın. Fazlasını hafifçe üfleyerek atın ve gözkapaklarınıza nazikçe tatbik edin. (Farın rengi çok parlak, çok belirgin olmamalı ve yüzünüzün bütümünde çok aykırı durmamalı) Daha sonra farınızın birkaç ton daha koyusu ile gözün şakağa yakın ucundan başlayarak bir bölge yapın. Bunun için, fırçanızı göz ve kaş arasındaki çukur olan bölgede hafifçe sürtün.
Ucu inceltilmiş yumuşak bir göz kalemi ile gözkapağının üstüne, kirpiklerin hemen dibine ince bir hat çekin. Gözün ucunda bu hattı hafifçe dışarı, şakağa doğru uzatın. Alt kirpik diplerine de ince bir hat çekin ve pamuklu çubukla hafifçe dağıtın. Daha sonra kirpiklerinizi bol bol rimelleyin.
Yüzünüze sağlıklı, ışıklı bir görünüm vermek için allık kullanmalıyız. Büyük, yumuşak bir allık fırçasına biraz ton allık alıp fazlasını üfleyerek atın. Fırçayı yüzünüze bastırmadan, son derece hafif değdirerek şakaklara doğru sürünüz. Amaç yüzünüzde kızılımsı lekeler yaratmak değildir, allığın çok ama çok az kullanılması, iyice dağıtılması ve hafifçe renklendirmesi çok önemlidir.
Dudaklarınıza renksiz veya renkli bir ruj sürerek makyajınızı tamamlamalısınız. Bunun için de önce bir dudak kalemi ile hem dudak kusurlarını düzeltmek, hem de dudağın çevresini belirterek rujun daha düzgün sürülmesini sağlamalısınız.
DUDAK BAKIMI
Dudaklarınızın güzel görünmesini istiyorsanız herşeyden önce kurumuş ve çatlamış olmamalarını sağlamalısınız. Bunun için yanınızda taşıyacağınız bir çatlak kremini (lipstick) gerektiğinde sürmeniz yeterli olacaktır.
Makyaja başladığınızda dudaklarınız çatlak olmamalı çünkü bunu bir anda gideremezsiniz. Ayrıca özellikle kışın, ruj seçiminizi dudak koruyuculu olanlardan yapmalısınız. Bazı pudralı rujlar güzel görünmelerine rağmen dudaklarınızı kurutabilir.
Ruj sürmeye başlamadan önce ne kadar hafif makyaj yapıyor olsanız da dudak kalemi kullanmalısınız. Doğru sürülen bir dudak kalemi makyajın naturelliğinden hiç birşey eksiltmez. Önemli olan rengini doğru seçmek, süreceğiniz rujdan biraz daha koyu bir dudak kalemi kullanmalısınız. Dudaklarınız inceyse kalemi dudağın biraz dışından çekebilirsiniz ancak bunu abartmayın. Kalemin ucunun biraz küt olması daha yumuşak bir etki yaratacaktır. Keskin ve koyu renkte çekilmesi dudaklarızın doğallığını bozacaktır, günlük makyajda bundan kaçının. Dudak kaleminizi rujun üstünden de sürebilirsiniz, bu iki rengin daha iyi kaynaşmasını ve çizginin yumuşamasını sağlar.
Makyaj uzmanları genelde rujun fırça ile sürülmesini tavsiye eder ama bunu özellikle günlük makyajınızda yapmasanız da olur. Ruju sürerken dudak kalemininde hafifçe üstünden geçmelisiniz, sürdükten sonra dudaklarınızı birbirine yapıştırıp biraz hareket ettirirseniz de olur. Rujun fazlasını da bir parça kağıt mendille alırsanız daha pürüzsüz görünürler. Sürdüğünüz rujun kalıcı olmasını istiyorsanız pek kolay çıkmayan ever-lasting rujlardan kullanabilir ya da dudaklarınızın kuruma problemi yoksa rujdan önce biraz pudra sürebilirsiniz.
Rujun rengine gelince, modadan önce kendinize, yaptığınız makyaja ve gideceğiniz yere uygun olmasına dikkat edin. Mesela kahverengi tonlarında far kullanmışsanız kırmızı ya da pembe değil yine kahverengi tonlarında bir ruj kullanın. Gündüz, fazla iddialı renklerden kaçının, dudak renginizden biraz daha koyu ya da biraz daha açık, "ruj sürdüm" diye bağırmayan doğal renkleri tercih edin. GÖZ MAKYAJI
Gözler yüzün en dikkat çekici bölgelerinden biridir. Teninize ve saçınıza uygun bir göz makyajı ile çok etkileyici görünebilirsiniz.
Eğer açık tenli ve sarışınsanız, şanslısınız çünkü hemen her renk far kullanabilirsiniz. Karamel, kahve, gri ve krem rengi özellikle yakışacaktır. Önce açık bir rengi (yumuşak bir gri, kemik ya da kehverengimsi bir pembe) kirpiklerin dibinden göz kapağının bitimine kadar sürün. Göz kapağının üstüne ise kahverengi, bronz gibi daha koyu renkler kullanın. En koyu tonu da derinlik katması için göz kapağının bitiş çizgisine sürün.
Esmerler rahatlıkla koyu tonlar kullanabilirler. Koyu renk farı kirpiklerin dibine kadar, yanlara dogru hafif uzatarak sürün.
Kızıllar ise karamel, gri, lila veya siyah gibi renkleri kullanabilirler. Bu renklerle sarışınlarinkine benzer makyaj yapabilirsiniz. Ancak göz ile burun arasındaki bölgeye fazla koyu renkler sürmekten kaçının.
Eyeliner ya da göz kalemini hem üste hem alta ya da sadece üste sürebilirsiniz ama mutlaka sürdükten sonra yumuşatmalısınız. Bunu ıslak pamukla, pamuklu çubukla ya da bazı göz kalemlerinin arkalarında bulunan silgilerle yapabilirsiniz. Açık renkli farlar kullandıysanız ya da günlük hafif bir makyaj istiyorsanız, göz kalemini mümkün olduğunca ince sürün, ayrıca kahverengi göz kalemi kullanmak daha doğal görünmenizi sağlayabilir. Gözün altına da kalem çekmek yerine, kirpiklerin dibine azıcık koyu renk bir far sürmeyi deneyebilirsiniz.
Rimel sürerken de bazı şeylere dikkat etmelisiniz. Kurumuş bir rimel (3 aydan sonra kurumaya başlar) istenilen etkiyi göstermez. Rimel sürmeden önce kirpikleriniz tarakla ya da kirpik kıvırıcısıyla düzelterek, karışmalarını ya da birbirlerine yapışmalarını engelleyebilirsiniz. Biraz ışıltılı ve farklı bir görünüm için siyah veya kahverengi sürdüğünüz rimelin üstüne sadece uçlarına mor ya da lacivert sürmeyi deneyebilirsiniz. Kirpiklerinizin daha uzun ve gür görünmelerini istiyorsanız, rimelden önce biraz pudra sürüp, kuruduktan sonra da ikinci katı sürmek istediğiniz etkiyi yaratacaktır. RUJLAR HAKKINDA BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
Özellikle 2.dünya savaşı yıllarında yüzlerini çok soluk bulan kadınların kendilerini daha iyi hissetmeleri için ön plana çıkmaya başlayan ruj bir daha hiç yerini kaybetmemiştir. Charles Revson ilk kez aynı renkte oje ve ruj kullanarak bu konudaki modanın temellerini oluştumuştur.
Güzel, renkli ve canlı bir görünüm sağlayan rujun yararları bu kadar değil. Özellikle kendisini sonbahar ve kışın hissettiren dudak kurumaları ve çatlamalarına karşı rujla çok iyi bir koruma sağlıyorlar. Yazında rujlar dudakları çatlamaya ve kurumaya karşı korudukları gibi eğer uygun seçilmişlerse zararlı UV (Ultraviyole) ışınlarınıda süzerler. Ultraviyolenin yüksek miktarlarda bulunduğu kar ve dağ ortamlarında da rujun önemi artar. Cildinizi korumada gösterdiğiniz özeni mutlaka bu tür ortamlarda dudaklarınıza da göstermelisiniz. Bu konuda size yardımcı olacak ürünler yine rujunuzdur.
Büyük bir dikkat ile sürülen rujun birkaç saat sonra azaldığı gözlenir ve tazelenir. Peki bu azalan ruj nereye gitmektedir. Özellikle yemekler rujun hızla azaldığı hatta tamamen yok olduğu zamanlardır. Çünkü azalan ruj ağzımızdan sanki bir besin maddesi gibi sindirim kanalına gitmektedir. Peki ruj nelerden yapılmaktadır? uygun bir besin maddesi midir?
Rujlar genelde
Lanolin Oil, Castor Oil, Cetyl Acetate, petrolatum, Octyl hydrosterate, balmumu, Octyl Palmitate, Propylene glycol ricinoleate, Ceresin, Paraffin, Carnauba, Acetylated lanolin alcohol, PVP/Hexadecene copolymer, tocopheryl acetate (Vitamin E acetate), Acrylates copolymer, Rose hips seed oil, Fragrance, Methyl Paraben, Propylparaben, BHA, renk veren pigment maddelerinden (renk verici maddeler: demir oksitler, titanyum dioksit, zirkonyum tuzları, alüminyum tuzları, kalsiyum tuzları vb..) ve koku veren doğal aromalardan yapılırlar. Rujların içinde bulunan petrolatum, lanolin, eosin , pigment maddeleri insan sağlığı açısında tehlikeli olabilecek maddelerin başında yer alır. Büyük bir kısmı petrolden elde edilen metalik yağlardan veya kimyasal maddelerden oluşur.
Lanolin, rujlarda bulunabilen bir maddedir. Doğal olarak kuzu koyun kıllarından elde edilir ve çok sayıda allerjen içerir. Son zamanlarda allerjik özellikleri azaltmak için sentetik lanolin daha çok kullanılmaktadır.
Günümüzde petrol kökenli ağır yağların yerine bitkisel kökenli yağlar almaya başlamıştır. Biraz daha pahalı olsalarda, sağlık açısından ciddi faydalar sağlarlar.
RUjlar içerdikleri maddeler açısından allerjik reaksiyonlara, dudaklarda şişmelere neden olabilirler. Ruj alırken mutlaka test edilmelidir. Seçtiğiniz ruj mutlaka Ultraviyole emici özelliğe sahip olamalı ve SBP (Güneş ışınlarını engelleme faktörü) içermelidir. Normal koşullarda SBF 15 dudaklarınızı korur, dağ ve kar gibi ortamlarda SBP 30 daha yüksek güvenlik sağlar. Güneş ve ultraviyolenin daha az olduğu ortamlarda ise SBF 8 yeterli olabilir.
Rujunuzda bulunması gereken bir diğer özellikte nemlendirici içermesidir. Dudak çatlaklarına karşı dudaklarınızı korur. Vitamin E ise antioksidan özelliği ile ikincil bir koruma sağlar. bazı çalışmalarda rujların kendilerine gelen ultraviyole ve diğer enerjileri emdiği ve oluşan enerjinin oksijen moleküllerini böldüğü, çok yüksek okside edici singlet oksijen oluşturduğu gösterilmiştir. Bu tip okside edicilerekarşı sizi antioksidanlar (vitamin E) etkinlik gösterir. MASCARA
Uzun ve belirgin kirpikler için kullanılan bir makyaj malzemesidir. Diğer makyaj ürünlerini kullanmayan kişilerin dahi vazgeçemedikleri bir malzemedir.
Mascara'nın fazla sürülmesi halinde kirpikler sağlıklı görünmezler, sert ve dikensi bir yapıda görünürler. Kirpiklerin daha uzun görünmesi için daha fazla mascara sürmek yerine kirpik kıvırıcı aletler yardımı ile kirpikleri yukarıda yukarı doğru altta aşağı doğru kıvırılması daha etkili ve sağlıklı olur. Ancak kıvırma işleminde çok dikkatli olmak gereklidir. Doğal olmayan bir açıya kadar kıvırmak hoş olmayan bir görünti yaratacağı gibi kirpiklerin zarar görmesine de neden olabilir. Kıvırma işleminden sonra mascara sürülür, aksi takdirde kirpiklerin kırılma ve kopma şansı artar. İyi bir kirpik kıvırıcısının ucunda süngerli koruma kısmı olmalıdır. Kıvırma için kirpiklere hafif bir kuvvet tatbik edin ve bir kaç saniye o şeklide durun. Daha sonra serbest bırakın.
Mascara Çeşitleri
Mascaralar genelde 2 tip olarak bulunmaktadır. Suya dayanıklı ve suda eriyebilen.
Suda eriyebilen mascaralardan beklenen; su ile yıkandıklarında kolayca çıkmalarıdır. Özellikle cildi hassas olan ve özel temizleyiciler kullanmak istemeyen kişiler bu tip mascaraları seçerler. Ancak satılan mascaraların bir çoğu suda eriyebilir olsalar da kolayca çıkmazlar. Göz makyajı temizliğinde kullanılan bir ürün yardımı ile silinebilirler.
Suya dayanıklı mascaralar; su ile yıkamayla çıkmazlar. Mutlaka temizleyici ürünler kullanmanızı gerektirirler. Yüzerken veya ağlanacak bir ortamda (düğünler, cenazeler)bu tür ürünler seçilmelidir. Cild yağı nedeni ile bu tip mascaralardada akma görülebilir. Cild yağı bir miktar mascarayı eritebilir. Suya dayanıklı olan mascaralar akmaz demek değildir. | |
| | | Dj Candy She SuperStar! GoKcE!
Mesaj Sayısı : 493 Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 18/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Salı Şub. 19, 2008 7:27 pm | |
| BACAK GÜZELLİĞİ
Bacakların dış görünümü, fiziksel yapısı, doğanın kadına verdiği bir hediyedir. Her kadın sütun gibi bacaklara sahip olmak ister. Çarpık bir bacağı, estetik ameliyatla bile düzeltmek zordur. Düzgün bir bacak bakımla daha da güzelleştirilir, güzelliğini korur.
Bacakların cilt güzelliği, cilt bakımından ve genel bakımdan ayrı düşünülmemelidir. Genellikle eller için kullanılan bakım ürünleri, bacaklar için de kullanılır. Tonikler ve losyonlardan da yararlanabilirsiniz. Sağlıklı bir cilt görünümü ancak iyi bir kan dolaşımına sahip olmayı gerektirir. Dolaşımı artırmanın ve sağlıklı olmasını sağlamanın en iyi yolu, masaj ve spor yapmaktır. Kasları çalıştıracak ancak aşırı gelişimine neden olmayacak sporlar, güzel bir bacak görünümü sağlar. Yürüyüş, step, aerobik, yüzme önerilebilir. Egzersiz sonrası kaslarda biriken atık zararlı maddelerin atılımı için iyi bir dinlenme gereklidir.
Bacak bakımı konusunda dikkat etmeniz gereken noktaları sıralarsak: Yorgun bacaklarınızı mutlaka dinlendirin. Ayağınızı, bacaklardan başlayıp topuğa dek kremleyin. Uygun bir yere uzanın ve bacaklarınız kalbiniz seviyesinde olsun. Ayağınızın altına çok yüksek olmayan bir yastık koyabilirsiniz. Bacaklarınızı sıra ile havaya kaldırın, el parmaklarınızla kasları, uzun eksenleri boyunca iyice sıkarak masaj yapın. Başlangıçta yumuşak olan masaj, adeleler alıştıkça sertleşmelidir. Bol bol yürüyüş ve spor yapın. Egzersiz, kan akımını hızlandırır ve bacak kaslarınızı besler, gerginlik, sıkılık sağlar. Yürüyüşte kullanacağınız ayakkabıların rahat olmasına dikkat edin. Egzersiz sırasında terleyen ayaklarınızı derhal yıkayın ve iyice kurulayın. Nem, mantar enfeksiyonlarını davet eder. İstenmeyen kokular ortaya çıkabilir. Bacak cildinin bakımında, yüzünüze kullandığınız nemlendirici ve tonikleri kullanınız. Eğer bacağınızın cildi pürtüklü ise bitkisel sütler ile daha güzel bir görünüme sahip olabilirsiniz. Bacak cildiniz UV ışınların özellikle yaz aylarında açıktır. Yüzünüze gösterdiğiniz özeni mutlaka bacaklarınızada göstermelisiniz. Kullanacağınız ürünlerin UV filtresi içermesi mutlaka gerekir. Bacağınızdaki tüyler yumuşaksa; bol oksijen sürerek onları sarartıp, görünmez hale getirebilirsiniz. Sert iseler; tüyleri mutlaka yok etmeniz gerekir. Bu takdirde değişik epilasyon yöntemleri uygulayabilirsiniz. Bacağınız kalın ve fazla kaslı ise, parafin banyoları, uygun spor ve zayıflatıcı bir beslenme sistemiyle onları biraz inceltebilirsiniz.
TIRNAKLARINIZ ÖNEMLİDİR
Tırnaklarınız İçin.. Tırnakların renklendirilmesi ve bakımı tarihten beri bilinen bir olgudur. Hem kadınlar hem erkekler tırnaklarını renklendirmişler ve bakımlarını yapmışlardır.
Eski Mısır'da eller ve tırnaklar kına ile renklendirilmişti. Bazı kraliçeler ise kırmızı rengi tercih etmişlerdi. Kleopatra pası renklendirmede kullandı. Romalı askerler savaşa giderlerken saçlarını bukleler halinde büktürtmekte ve tırnaklarını renklendirmekte idiler. Tarihte ilk kez tırnakları renklendiren ve koruyan malzemeleri Çinliler bulmuşlardır. Altın, gümüş, siyah ve kırmızı o zamanlarda üretilen ve tercih edilen renklerdi.
Günümüzde gökkuşağındaki tüm renkler tırnaklara taşınabilse de, tırnak bakımı ve korunması daha önemli bir yer tutmaktadır. İyi ve kaliteli olarak seçilen cila çıkartıcılar tırnaklara ve cilde herhangi bir zarar vermeden etkilerini göstermektedirler. Uygun nemlendiriciler tırnak ana hücrelerini güçlendirmekte daha sağlıklı ve güçlü tırnaklar sağlamaktadır.
Tırnak sağlığınız için dikkat etmeniz gereken bazı noktaları aşağıda bulacaksınız Tırnaklarınızı sudan uzuak tutunuz. Tırnaklar su emebilen yapılardır ve su emdiklerinde daha yumuşak ve zayıf bir yapıda olurlar. Ev işlerinde mutlaka eldiven kullanılmalıdır. Ellerinizi ve tırnak köklerinizi mutlaka besleyici ve nemlendirici kremlerle günde bir kaç kez destekleyin. Özellikle ıslanma öncesi ve sonrası mutlaka kremleme yapın. Tırnak cilalarınızı asla soymaya kalkmayınız. Tırnaklarınızdan da küçük dahi olsa bazı kısımlar bu cila parçaları ile kopacaktır. Cilaları soymak yerine ince bir kat daha sürmeyi ve cilaların kalkmasını engellemeniz daha doğru olur. Cila çıkartıcınızın AHA (alpha hidroksi asit) gibi ölü deri katmanlarını çıkartıcı maddeler içermesini ve doğal asitlikte olmasını tercih ediniz.
TIRNAK BAKIMI
Bakımlı olmanın en büyük göstergelerinden biri tırnaklardır. Kimse çatlamış, uçları bozulmuş ojelerle, etleri çıkmış, boyları birbirini tutmayan tırnaklarla dolaşmayı istemez. Kimisi bu işi güzellik salonlarında halletseler de, basit bir tırnak bakımı herkesin yapabileceği bir iştir.
İşe tırnakları ve etleri yumuşatmak için elleri bir süre ılık, tercihe göre sabunlu ya da kremli bir suda bekleterek başlayın. Yumuşayan etler iyi bir makasla kolaylıkla alınabilirler ancak fazla derinden almamaya dikkat edin. Bunda pek başarılı olamıyorsanız üzülmeyin yaptıkça el alışkanlığı kazanacaksınız ama yine de istemiyorsanız etleri tırnak diplerine doğru itmekle yetinebilirsiniz.
Tırnaklarınızı törpülemeden önce istediğiniz uzunlukta kesin. Eğer kırılmış bir tırnağınız varsa diğerlerini de aynı oranda kısaltın, çok uzun tırnaklar arasında birinin kısa olması daha çok göze batar. Hatta bu durumda koyu ojeler yerine beyaz, açık pembe yada ten rengi gibi daha az dikkat çeken renkleri tercih edin.
Törpülerken fazla sivri yapmaktan kaçının ama ille küt tırnaklardan hoşlanmıyorsanız önce küt törpüleyin sonra köşeleri yuvarlatın. Tırnaklarınız kısa ise küt törpülemek daha çok yakışacaktır. Tırnaklarınızın etli kısmı kısa ise yani sıfır kesildiği zaman ince uzun değilse arkadan bakıldığında birkaç milim gözükecek kadar uzatın, mümkün olduğu kadar ince uzun görünmelerine çalışın. Ayrıca tırnaklarınız çok geniş değilse sürdüğünüz ojenin kapatıcı yani şeffaf olmayan bir renk olmasına dikkat edin.
Oje rengi konusunda oldukça fazla seçeneğiniz var. Genellikle kırmızı, pembe ve beyaz tonları daha çok kullanılmasına rağmen, lacivert, mor, yeşil, bordo gibi alışılmamış renkler cok moda. Daha çok gençlerin tercih ettiği bu renkleri fazla uçuk bulsanız bile koyu bir bordoyu ya da koyu bir kahverengini her yaştaki kadınlar kullanabilir. Henüz ülkemizde fazla yaygınlaşmamış olsa da cesaretiniz ve yeteneğiniz varsa ojenin üstüne desenler yapmayı, minik boncuklarla yada ince parlak şeritlerle süslemeyi deneyebilirsiniz. BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ ?
Öneriler ve İpuçları
Eğer Ojeyi çok kalın sürerseniz asla oje çıkartıcısı ile inceltmeye çalışmayın, bu ojenin parlaklığını ve dayanıklılığını azaltacaktır.
Ojenin kuruması için zamana ihtiyacınız olacaktır, yatmadan birkaç saat önce sürünüz. Çok çabuk kurmalarını istıyorsanız buzlu suda birkaç dakika bekletmek işe yarayacaktır.
Oje koruyucusunu tırnağın altına doğru uzatırsanız, uçları daha iyi korumuş olursunuz.
Daha fazla parlaklık ve dayanıklılık için, oje koruyucusunu hergün yenileyebilirsiniz.
Oje renginizi seçerken unutmayın ki: koyu renkler kısa ve köşeli, açık ve pastel renkler uzun ve oval tırnaklarda daha iyi duracaktır.
Tırnaklarınıza şekil verirken tırnak tipinize en uygun şekli vermeye dikkat edin. Eğer tırnaklarınızı dar ise, köşeli törpüleyerek daha güçlü görünmelerini sağlayabilirsiniz. Tırnaklarınız geniş ise daha uzun bırakıp, oval törpüleyerek daha ince görünmelerini sağlayabilirsiniz.
Ojelerinizi sıcak biryerde saklamak kıvamını bozacaktır, o yüzden en iyisi buzdolabında saklamaktır.
GÜZELLİGİN AKLI ÇELEN NUMARALARI
Rakamların bir dili olduğunu bilirsiniz. Peki, bunların sizin güzelliğinize ait minik sırlarla dolu olduğunu da bilir misiniz?.
1 2 3 4 5 6 7 8 9 A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
Önce isminizi 1 ile 9 arasındaki rakamların altına gelecek şekilde bir kağıda yazın. Her harfin bir karşılığı sayı var. Daha sonra bu sayıları toplayın, eğer iki haneli bir sayı çıkarsa o iki sayıyıda bir birleri ile toplayın, tek haneli sayıya erişin.
İşte bu sizin güzellik sırrınızın sayısı!
(1) Gururlu ve Hırslı
Güzellik ve sağlık sizde adeta bir takıntı halinde. Zaman zaman kendinizi etrafınızdaki insanlarla karşılaştırıyor ve kendinizde eksik bir şey bulursanız çılgına dönüyorsunuz. Oysa siz zaten etkileyici bir tipsiniz.
(2) Dengeli ve Hassas
Çok narin bir yapınız var. Güzellik ve bakım sizin için çok önemli. Pastel tonlarda yapılan hafif makyajı seviyorsunuz. Ellerinize ve ayaklarınıza çok önem veriyorsunuz.
(3) Açık Sözlü ve Yaratıcı
Siz gururlu ve yaratıcısınız. Sağlıklı kalmak için elinizden geleni yaparsınız. Ancak dış görünüş ve güzellik çoğu kez ikinci plandadır. Çünkü siz sağlıklı olmayı güzel olmaya tercih eden insanlardansınız.
(4) Çalışkan ve Obur
Son derece yapıcı olduğunuz söylenebilir. Yemek yemeye çok meraklısınız. Sizin doğuştan gelen ve erkekleri etkisi altına alan bir çekiciliğiniz var. Doğruyu söylemek gerekirse sizin gözlerinize karşı koyabilecek erkek yok denecek kadar azdır.
(5) Çekici ve Lüks Tutumu
Esnek, canlı ve uyumlu bir tipsiniz. Sizin için sosyal yaşamın renkliliği çok önemli. Cekici bir görünümünüz var. Bu görünümün nedeni pahalı kozmetik ürünleri değil içinizdeki pozitif enerjinin dışa vurumudur.
(6) Zor Beğenen
Giyim ve süs eşyalarına olan düşkünlüğünüz herkes tarafından bilinir. Sizin masum ve korunmaya ihtiyaç duyan görünümünüz, çoğu erkeğin başını döndürmeye yetiyor da artıyor.
| |
| | | Dj Candy She SuperStar! GoKcE!
Mesaj Sayısı : 493 Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 18/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Salı Şub. 19, 2008 7:27 pm | |
| (7) Bağlayıcı ve Gizemli
Siz büyülü, bağlayıcı ve olağanüstü çekici bir tipsiniz. Sizinle bir kez konuşan, bir daha sizi unutamaz. Çünkü siz doğal çekiciliğinizile herkesin başını döndürüyorsunuz. Sizde çok etkileyici bir hava vardır. Güzel olduğunuz kadar zarifsiniz de.
( Kararlı ve Güçlü
Hırslı ve güçlü bir karakteriniz var. Güzelliik konusunda hiçbir takıntınız ya da endişeniz yoktur. Siz zaten çok rahat ve kendine güvenen bir kadınsınız. Bu da erkekler tarafından takdir ediliyor.
(9) İdealist ve Asi
Siz heyecanlı ve idealist bir kadınsınız. Sizin ruh halinizi sezebilecek bir erkekle yaşamınız, bir şölene dönüşebilir. Üstelik siz güzel ve sevimlisiniz. Sporu ve açık havayı çok seversiniz. Bu da size enerji ve güç veriyor
DOĞRU CİLT BAKIMI
Bol su içmek, sağlıklı beslenme, çok hareket ve gevşeten istirahatlar, dengeli bir hormon düzeyi, uyku ve ultraviyoleden korunma, güzel bir deri için gerekli yapı taşlarıdır. Hiç bir kozmetik ürün, bu temel faktörlerin yerini tutamaz. Ancak sağlıklı bir deriyi korumakta zordur. Kozmetik ürünler, derinin ihtiyaçlarını sağladıkları gibi deriyi korurlar da.
Kozmetik Ürünler Cildi Korurlar
Özellile Ultraviyole ışınlarının etkisi ile deri kurudukça ve içerdiği suyu kaybedince, dışardan yağ ve neme olan ihtiyacı artacaktır. Kozmetik ürünlerden bir kısmı, bu amaca yöneliktir. Cilde kaybettiği nemi verirler. Ayrıca içerdikleri bazı kimyasal maddelerin yardımı ile ciltte düzelme sağlarlar, parlaklık ve düzgünlük verirler. Bazı kozmetik ürünler ise; cildin dış yüzünde biriken veya yapışan kirleri, aşırı yağları temizlerler ve cildin nefes almasını sağlarlar.
Ciltte bulunan yağ bezlerinin görevi, derinin en üst tabakasını bir zırh gibi örtmektir. Mikroplar, bu ortamda yaşıyamazlar ve cildin alt tabakalarına geçemezler. Ayrıca cildin sahip olduğu nemin, buharlaşmasına da engel olur. Yeterli miktarda yağ ve nem oranı olan bir deri, sadece sağlıklı görünüş vermez, aynı zamanda soğuk, güneş, rüzgâr, egzos gazları, sigara dumanı, klima veya kuru kalorifer havası gibi zararlı çevresel etmenlere karşı koruyucudur.
Deri bakımını doğru olarak yapabilmek, cilt temizliğinden başlar. Deri bakımı, doğru temizlik ve doğru bakımla olur. Herkesin deri yapısı farklıdır. Ayrıca yaşa bağlı olarak, mevsime bağlı olarak ve ruhsal duruma bağlı olarak cilt, yapısını değiştirir. Bir genelleme yaparsak, 4 deri tipi vardır: kuru, yağlı, normal ve karışık. Her deri tipine uygun bakım yapılmalıdır.
Cildin temizlenmesi için su yeterli değildir. Havadaki toz zerrecikleri, gazlar ve kir, vücudun kendi yağıyla birleşerek, deride yapışır kalır. Ayrıca cildin en üst katmanı, zamanla dökülen bir katmandır, bu katmanın da uzaklaştırılması gerekir. En uygun deri temizliği, ılık su ve pH değeri düşük sabunla yapılır. Temizleme sütü ve losyonları da temizlik için uygundur ama, losyonlar cildin yağını aşırı miktarda alırlar. Genelde geçerli olan, derinin yağ oranı arttıkça, daha aktif yıkayıcı maddeler kullanılmasıdır; daha kuru derilerde nispeten daha az aktif maddeler kullanılır. Bitkisel kökenli kozmetik ürünlerde, bu konuda oldukça ciddi bir yere sahiptirler. İçerdikleri doğal maddelerle iyi bir temizlik sağlarlar. İyi bir temizlik, ciltte bulunan gözeneklerin ağızlarınında açılmasını sağlar.
Cildin boynuzsu en dış tabakası, zamanla dökülür, eğer dökülmezse cilt kalınlaşır, gözeneklerin ağızlarında da geniş mağralar oluşur... Ciltte gözenekler belirginleşmeye başlar. Cilt kuru ve mat bir hal alır. Özellikle bitkisel kökenli kozmetikler, içerdikleri doğal AHA (Alpha hidroksi asit) sayesinde bu katmaları soyarlar ve cilde, taze parlak ve sağlıklı bir görünüm verirler, cildi temizlerler.
Yapılan her temizlik, sadece ölü deri hücrelerini; kir, yağ ve kozmetik kalıntılarını değil aynı zamanda cildin asidik koruyucu mantosunu da geçici olarak tahrip eder. Bu da cildin neminin kaybolması ve sertleşmesine yol açar. Genç deriler, bu kaybı 30 dakika gibi kısa bir zamanda, yeniden yağ salgılayarak kendiliğinden dengeler. Ama deri yaşlandıkça, bu süreç de yavaşlar. Derinin dışardan nem ve yağ desteğine gereksinimi artar. O nedenle, duş ve banyoda pH değeri 5.5 civarında bulunan sabunların kullanılması ve banyodan sonra tüm vücudun nemlendirici kremler ile kremlenmesi önemlidir.
Cilt tipine göre bakım :
Genel olarak sağlıklı, normal bir deride; normal bir gündelik krem yeterli yağ ve nem ihtiyacını karşılayacaktır (yüz için de geçerli). Kullanacağınız kozmetik ürünler, cildinizi UV (ultraviyole ışınları)'den koruyacak faktörleri içermelidir. Ciltteki yaşlanmanın en büyük nedeni, UV ışınlarıdır. Bu konuda cilt ultraviyole' yı okumalısınız.
Derinizin ihtiyacına uygun içerikli kozmetik ürünler kullanmalısınız. Bu ihtiyaç marka ya da fiyatlar ile ilgili olmayıp, ürünlerin içerikleri ile ilgilidir. Kremin esasını, sıvı yağ emülsiyonu içindeki katı yağlar oluşturur (bunlar kuru deri için uygundur). Tereddüt durumlarında bir deri hastalıkları doktoruna veya kozmetik uzmanına danışılmalıdır.
Cildin nemini korumak ve Lipozomlar
Cilde nem vermek ve nemin kaybolmasını engellemede, kozmetik endüstirisinin geldiği son noktalardan birisi de lipozomlardır. Lipozomlar, dış kılıfları yağdan oluşan, içleri çeşitli maddelerin çözülmüş olarak bulunduğu suyla dolu olan küçük bilyeciklerdir. Çok küçük oldukları için, cildin içlerine kadar ulaşabilirler, nemi en üst boynuzsu tabakaya ulaştırabilirler. İçlerindeki yağ içeriği, aynı zamanda nem kaybını önler. Fakat en küçük lipozomlar bile, içinde kırışıklıkların oluştuğu deri tabakasına derinlemesine ulaşamazlar. CİLT BAKIMI-CİLDİNİZİ ERKEN YAŞLANMA ve CİLT KANSERİNDEN KORUMADA 10 ALTIN ÖĞÜT
Güneş ışınlarının en güçlü olduğu, sabah 10.00 ile 15.00 arasındaki saatlerde güneş ışınları ile direkt temastan kaçınınız. Geniş kenarlı bir şapka kullanınız ve güneş ışınlarını engelleyen giysiler giyiniz. Islak T-shirt-lerin ve bir çok hafif giysinin güneş ışınlarını geçirdiğini unutmayınız. UV (ultraviyole) ışınlarını süzen bir güneş gözlüğü kullanın. Mutlaka güneş ışınlarına karşı en az 15 SPF (sun protecting factor = güneş engelleme faktörü) lik koruma sağlayan cilt ürünleri kullanınız. Bu ürünleri güneşle temasınızdan 30 dakika kadar önce uygulamaya özen gösteriniz. Kış veya soğuk dönemlerde de uzun süreler güneşe çıkmak özellikle cilt kanserleri açısından risk oluşturur. Güneş ışınlarına karşı korumanızı bu dönemlerde de sürdürün . Bebeklerinizi direkt güneşten koruyunuz. Özellikle 6 aydan küçük bebeklere güneş ışınlarına karşı herhangi bir ürün kullanmayınız. 6 aydan küçük bebeklerin, metabolizmaları bu kimyasal maddeleri vucuttan atamaz. 6 aydan büyük çocuklara da, serbestçe güneş ışınlarına karşı olan ürünleri tatbik ediniz Siyah cilt rengine sahip insanların ciltlerinde sadece melanin pigmentinin daha fazla olduğunu ve o ciltlerde de kanser olabileceğini unutmayınız. Özellikle yaz aylarında, bir an önce yanmış bir cilde sahip olmak için kullanılan, yanma hızlandırıcı ürünlerden kaçınınız Yanma hızlandırıcı ürünlerin, sadece yanık bir ten sağladığını ve ciltte UV koruması yapmadığını, ciltte kırışıklıklara ve kurumaya neden olabileceğini unutmayınız.
TER VE TERLEME
Vücut yüzeyinin dağılmış halde 2-3 milyon ter bezi vardır. Bu bezler vücut sıcaklığının korunması amacı ile kanın, sıvı kısmından aldığı bazı tuzlar ve suyu cilt yüzeyine atarak, buradan bu sıvının buharlaşması sırasında, ciltten kaybedilecek enerji nedeni ile ortaya çıkacak olan serinleme için çalışır. Bu sıvı kokusuzdur. Bu sıvının oluşturduğu nem, bakteri ve montorları üreterek koku yapabilir. Bu bezler vücut ısısını arttığı veya duygusal bazı durumlarda (heyecan) uyarılır.
Bir başka grup ter bezi ise, (apocrine bez), koltuk altı, circumanal, perine (kasık), dış işitme kanalı ve meme ucunda bulunur. Bu bezler daha koyu kıvamda ve süt gibi bir salgı yaparlar. Bu salgının, bakterilerce yapısının bozulması kötü kokulara neden olabilir. Bu bezlerin gerçek görevleri çok net bilinmemektedir. Sinir sistemimiz her türlü uyarısında uyarılırlar. Bu bezlerin geçmişimizde olduğu düşünülen kokusal haberleşmeden kalıntı olabilir.
Anormal Terleme
Anhidros: Oldukça nadir görülen bu, hasta da genetik olarak ter bezlerinin bulunmaması halidir.
Hiperhidrosis: Vücudun termal düzenleme ihtiyacından daha fazla bir terleme fonksiyonu olmasıdır. Sıklıkla endişe (anksiyete) durumlarında görülür. Sosyal özelliği olan bir durumdur, eller terler, gömlek ıslak durumdadır ve sosyal çevrede hoş karşılanmaz. Genelde ya üst ya da alt vücut eklerinde görülür. Bu apokrin kokunun yumurtlama döneminde fazlalaştığı düşünülmektedir. Bu bezlerin sinirlilik, korku ve heyecan durumlarında da arttığı ve bu bezlerin sadece ter salgılamamakta oldukları vurgulanan noktadır. Apokrin salgı ve bakteriler buluştuğunda vücut kokusu ortaya çıkar. | |
| | | Dj Candy She SuperStar! GoKcE!
Mesaj Sayısı : 493 Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 18/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Salı Şub. 19, 2008 7:30 pm | |
| Korunma
Sık sık banyo yapılması ile cilt yüzeyindeki bakteri sayısı azaltılır. Bakteriler için gereken nemi azaltan antiperspirant maddeler uygulanmalıdır. Birçok kadın için günlük duş alınması ve deodorant kullanılması, vücut kokusunun kontrolü için yeterlidir. Bunun dışında özellikle oluşan nem nedeni ile bakterilerin çok olduğu bölümleri (koltukaltı, anüs-makat, kasık bölgeleri) anti bakteriyel özellikli sabunlar ile yıkanması önerilmektedir. Bu tip sabunların, cildi kurutucu etkilerinin de olabileceğinden diğer bölgeleri daha cildi koruyucu tipte sabunlar ile yıkamak gerekebilir. Günümüzde duş jeli adı ile çıkarılan, bazı ürünler bu konuda daha yardımcı olmaktadır. Ciltteki nemi azaltmak amacı ile mısır nişastası (talk pudrası yerine) hafifçe serpilerek kullanılabilir.
Terinizde renk varsa veya aşırılıktan şüphe ediyorsanız doktorunuz ile konuşun. Bu amaçla kullanılan ürünler 2 grupta toplanabilir.
Deodorantlar: Güzel kokuları ile tazelik veren ve hafif kokuları bastıran ürünlerdir. Değişik formlarda olabilmektedir. Genellikle mum şeklinde, ucu misketli şişelerde ve sprey olarak satılmaktadırlar.
Antiperspirant: İçerdikleri alüminyum kloride ve benzeri aktif maddeler ile terlemeyi engelleyen, nemi azaltan, kokuları ile tazelik veren ürünlerdir. İçerdikleri Alüminyum klorur veya aktif madde konsantrasyonuna göre etki süre ve gücü değişir. Mum, misketli şişeler ve sprey formları vardır.
Sizler İçin.....Yararı olucak kızlar...
CEVİZLE GÜZELLİK MASKESİ
Cevizin yiyecek olarak tüketilmesinin yanı sıra kadınlarının güzellik maskesi olarak da ilgi görüyor. Uzmanlar cevizin mükemmel bir güzellik iksiri olduğunu söylüyor.
Çünkü cevizle yapılacak maske, ciltteki ölü hücrelerden kurtulmak için doğal bir tedavi yöntemi. Ölü hücrelerle kaplı bir cilde kolayca canlılık veren ceviz maskesi, bu ölü hücreleri yok eden bir özelliğe sahiptir.
Hazırlanışı
Cevizleri iyice öğütün, hatta bir havan veya tülbent içinde döverek toz haline getirin. İçine bir kaşık bal, bir kaşık portakal suyu ve dört kaşık da süt ekleyin. Bu karışımı yüzünüze sürüp on dakika bekletin ve hafif masaj yapın. Bu masaj pul pul görünen cildinizin sağlıklı bir görünüm kazanmasını sağlar. Bu işlemin ardından yüzünüzü ılık suyla durulamayı da ihmal etmeyin.
Güzellik Doğal maskeler
Gelin bu hafta sonunu kendinize ayırın. Çoktandır ihmal ettiğiniz cildinize besleyici bir maske hazırlayın. Sağlıklı ve ışıltılı bir cilt için ne sihir, ne de mucize gerekiyor. Sadece buzdolabınızı açmanız ve içindeki meyve, yumurta ya da sebzelerle güzellik maskesi hazırlamanız yeterli.
Hiç değilse haftada bir günü kendinize ayırın. Hem dinlenin hem de güzelleşmenin keyfine varın. Telefonun fişini çekin. En sevdiğiniz kaseti çalın. Kanapeye uzanıp kafanızdaki tüm düşünceleri silip kendinizi müziğin ritmine bırakın. Siz gevşedikçe ve içinizdeki stresi attıkça cildiniz de gevşeyecek ve nefes almaya başlayacaktır. Cildiniz artık beslenmeye hazırdır. Mutfağa gidin ve buzdolabının kapağını açın. Cilt tipinize uygun ya da cilt sorunlarınıza çare olacak malzemeyi alıp maskeyi hazırlayın.
Doğal maskeler, ani etkili olup cildi nemlendiriyor, tazeliyor ve kırışıklıkları gideriyor. İçerdikleri maddelere göre ciltteki işlevleri de değişiyor. Kimi yağlı ciltlere iyi gelirken, kimi kuru ciltlere nem kazandırıyor. Ancak dikkat! Cilt tipinize uygun olmayan maddeleri içeren bir maske, cildinize zarar verebiliyor. Örneğin; kuru ciltliyseniz limon ve greyfurt gibi turunçgillerden uzak durmanızda yarar var.
Özellikle içinde bulunduğumuz şu günlerde kirli havaya, sert rüzgarlara ve sigara dumanına maruz kalan cilde maske uygulamak çok yararlı. Çünkü maskeler, cilde derinlemesine etki ediyor. Maskeyi cildinizin durumuna göre haftada 1 veya 15 günde bir uygulayabilirsiniz.
Meyve, sebze ve yumurta gibi besinlerden oluşan maskeleri evde hazırlamak hem çok kolay hem fazla zaman almıyor, üstelik ekonomik de. bunun için üşenenler ya da'nasıl olsa her gün nemlendirici krem sürüyorum, geceleri besleyici krem kullanıyorum, maskeye ne gerek var' diyenler olabilir.
Dermatologlara göre ince bir kat tabaka halinde sürülen kremlerin aksine maskeler, cildi neredeyse 3 mm ile yarım santim kalınlığında bir tabaka halinde kaplayarak dış etkenlerle ilgisinin tamamen kesilmesini sağlıyor. Böylece cilt, maskedeki tüm vitamin ve mineralleri kolaylıkla özümsüyor.
Maske sürmenin incelikleri *Önce cilt tipinizi belirleyin. Cildinize uygun meyve ya da sebzeyi seçin. Yapraklı sebzeleri kaynar suda 3 dakika bekletip süzün. Soğuyunca cildinizin üzerine yerleştirin. Diğer sebzeleri ise robotta püre haline getirin. Akmayacak kıvama gelince maskeniz hazır demektir.
* Maskeyi sürmeden önce cildinizi temizleyin. Çünkü kirli cilt maskeyi özümseyemez. Bunun için bir parça pamuğa temizleme sütünü döküp önce tüm cildinizi temizleyin, sonra ılık suyla yıkayıp havlu ile tampon yaparak kurulayın.
* Maskeyi göz ve dudak çevresi hariç tüm yüz ve boynunuza kalın bir tabaka halinde sürün. Kesinlikle bir yere uzanıp kafanızdaki düşünceleri boşaltın. Çünkü bu pozisyon, vücudun gevşemesine yol açarak hem maskenin akmamasını hem de cildin maskeyi daha kolay özümsemesini sağlıyor.
* Önerdiğimiz maske tariflerindeki bekleme sürelerini aynen uygulayın. Aksi durumda maske cildinize zarar verebilir. Maskeyi temizlemek için ılık suya batırılmış pamukla cildinizi silip yıkayın ve havlu ile tampon yaparak kurulayın.
Kızarıklık sorunlarına ahududu Probleminiz: Cildinizde dolaşım sorunları var. Kılcal damarlarınız zaman zaman hiç de estetik olmayan görüntülere yol açıyor. Sivilceler ve yer yer kızarıklıklar ortaya çıkıyor.
Ne yapmalısınız? Öncelikle kan dolaşımını hızlandıran sebze ve meyveleri araştırın. Frenküzümü, ahududu, böğürtlen ve çilek gibi meyveler bu konuda can simidiniz olabilir. Ayrıca içerdikleri bol A vitamini sayesinde cilde pürüzsüz ve kadifemsi bir görünüm kazandırırlar.
Size uygun maske: 1 avuç dolusu çilek veya ahududuyu bir kâseye alın. Püre halinde ezip cildinize sürün. Ancak cildiniz kuru ise çilek püresine 2 çorba kaşığı süt kreması ekleyip karıştırın ve temizlenmiş cildinize uygulayıp 10 dakika bekletin. Yıkayıp kurulayın.
Çileğin özellikleri: Çilek, bol C vitamini içerdiği için vücudun ve cildin bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Toksinlerin atılımını kolaylaştırarak vücudu temizliyor. Ayrıca bağırsakları yumuşatarak kabızlığı gideriyor.
Yağlı cilde limon Probleminiz: Cildiniz aşırı yağlı. Üstelik yer yer parlıyor ve gözenekler genişlemiş. Bu durumda yağ dengesini düzenleyen bir maske uygulamalısınız. Limon bu konuda yararlı olabilir.
Ne yapmalısınız? Her sabah uyandığınızda ayna karşısına geçin ve cildinizi dikkatle inceleyin. Büyük bir olasılıkla yeni bir sivilce ile karşıla şaabilirsiniz. Yağlı cilt, sivilce ve aknelere davetiye çıkarabiliyor. Bu durumda antiseptik ve sıkılaştırıcı etkili olan limon ile maske hazırlayın.
Size uygun maske: 2 limonun kabuğunu soyup kabuklarını 2 çorba kaşığı suyun içinde 3 dakika bekletin. Robotta püre halinde ezin ve canlandırıcı maske olarak kullanın. Temizlenmiş cildinize pamukla sürüp birkaç dakika bekleyin. Ilık suyla yıkayıp havlu ile kurulayın ve ardından günlük nemlendiricinizi sürün.
Limonun özellikleri: Sıkılaştırıcı ve mikropları öldürücü özellikler içeren limon, bol su içerdiği için toksinlerin vücuttan atılımını sağlıyor. Böylece cilt pürüzsüz bir görünüme kavuşuyor. Zengin C vitamini deposu olduğu için cildi dış etkenlerden koruyup cilt hücrelerinin yenilenmesine katkıda bulunuyor.
| |
| | | Dj Candy She SuperStar! GoKcE!
Mesaj Sayısı : 493 Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 18/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Salı Şub. 19, 2008 7:31 pm | |
| Kuru cilde marul Probleminiz: Sürekli stres hali ve yoğun çalışma temposu cildi olumsuz yönde etkileyerek kuruluğa sebebiyet verebiliyor. Önlem alınmazsa ilerleyen dönemlerde cilt, mat bir görünüme kavuşuyor ve erken kırışıklıklar sözkonusu olabiliyor. Kuru cilt diğer cilt tiplerine oranla daha çabuk yaşlanıyor.
Ne yapmalısınız? Sağlıklı, taze ve ışıltılı bir cilt istiyorsanız öncelikle maksimum düzeyde bir nemlendirme sağlamalısınız. Bu nedenle bol su içeren tüm meyve ve sebzeler cildinizin dostu olabilir. Bizim önerimiz marul ya da kıvırcık salata. Her ikisinin de içerdiği su miktarı cilde ihtiyacı olan nemi sağlayacaktır.
Size uygun maske: Birkaç marul yaprağını kaynar suya batırıp 2 dakika bekletin ve soğumaya bırakın. Yaprakları temizlenmiş yüzünüze ve boynunuza uygulayın. 20 dakika bekleyip yüzünüzü ılık su ile yıkayın. Havlu ile tampon yaparak kurulayın.
Marulun yararları: Marul bol su içerdiğinden vücuttaki toksinleri atıp temizliyor, zengin A vitamini sayesinde cilde pürüzsüzlük kazandırıyor. C vitamini ile de cildi güçlendirip olumsuz dış etkenlere karşı koruyor.
Yıpranmış cilde üzüm: Probleminiz:Cilt bir takım olumsuz etkenlerden dolayı yıpranmaya ve erken yaşlanmaya başlıyor. Özellikle sonbahar aylarında ani değişen havalar cildi fazlasıyla etkiliyor. Bu dönemlerde cildi tazelemek ve kış mevsiminin zararlarından korumak için ölü hücrelerden arındırılması gerekiyor.
Ne yapmalısınız? Bu durumda sadece nemlendirici kullanmak yeterli olmaz. Belli aralıklarla peeling yani ölü hücrelerin temizlenmesi işlemini de uygulamalısınız. Üzüm, bu konuda derdinizin çaresi olabilir. Üzüm, içerdiği maddeler sayesinde cildi derinlemesine temizlerken, kan dolaşımını da düzenliyor.
Size uygun maske: Üzümlerin kabuklarını soyun. Çukur bir kaseye alıp çatalla ezerek püre haline getirin. Fazla suyunu süzün ve posasını temizlenmiş cildinize dairesel hareketlerle masaj yaparak sürün. 20 dakika bekleyip yıkayın.
Üzümün yararları: Ölü hücreleri temizlemenin yanı sıra selülite de iyi geliyor. Cildin su tutmasını engelliyor. Zengin içeriği ile toksinleri atan üzüm, bağırsak ve böbrekleri çalıştırıyor, bol enerji veriyor ve cildin yaşlanmasını geciktiriyor.
Yorgunluğa çare muz Probleminiz: Çalıştığınız ortamda yoğun hava kirliliği sözkonusu ise ya da sigara tiryakisi iseniz ve gece hayatınız varsa bu durumdan en çok etkilenecek yerlerden biri de cildinizdir. Cilt, dış etkenlere karşı savaşamayacak kadar güçsüz hale geliyor ve yorgun bir görünüme kavuşuyor.
Ne yapmalısınız? Yorgun cilt soluk renklidir, kırışıklıklara davetiye çıkarır. Hiç değilse haftada bir kez zengin potasyum kaynağı olan muzla bir maske uygulayın. Muzun içeriğindeki yorgunluk giderici etkiler cildi dinlendirerek tazeliyor ve ışıltılı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor.
Size uygun maske: 1 muzu çatalla ezerek püre haline getirin. Temizlenmiş cildinize masaj yaparak sürüp 15 dakika bekleyin. Ilık suya batırılmış pamukla cildinizi temizleyin. Ilık suyla yıkayıp havlu ile tampon yaparak kurulayın.
Muzun yararları: Muz yüksek tansiyon, yorgunluk ve kramplara karşı etkili olan potasyum açısından çok zengin bir meyve. Bol enerji verip, idrar söktürücü özellikler içeriyor. Ayrıca A ve C vitaminleri içeriyor. Bu nedenle yorgun cildin en yakın dostudur.
Kırışıklıklara kivi Probleminiz: İlerleyen yaş, düzensiz yaşam tarzı ve olumsuz dış etkenler cildin direncini kaybetmesine ve kırışıklıkların oluşmasına neden oluyor. Önlem alınmazsa ciltte hızlı yaşlanma başlıyor ve cilt soluk bir renge bürünüyor.
Ne yapmalısınız? Cilde kadifemsi bir yumuşaklık ve ışıltı kazandırmak, kırışıklıkları hafifletmek için ekstra bakım uygulamakta yarar var. En zengin C vitamini kaynağı olan kivi yaşlanmayı durdurabiliyor. Yaşınız 25'in üzerinde ise kivi maskesini haftada bir kez uygulayın.
Size uygun maske: Birkaç kiviyi soyup çatalla ezerek püre haline getirin. Suyunu süzüp posasını temizlenmiş yüzünüze ve boynunuza masaj yaparak sürün. 20 dakika bekleyip ılık suya batırılmış pamukla silin ve ılık suyla yıkayıp havlu ile kurulayın.
Kivinin yararları: Kivinin portakal ve limon gibi turunçgillerden daha fazla C vitamini içerdiğini biliyor muydunuz? Kivi de ayrıca bol miktarda magnezyum bulunuyor. Anemi ve mide problemlerine etkili olan kivi, bağırsakları yumuşatıyor ve toksinlerin atılımını sağlayıp vücudu temizliyor.
Pürüzlü cilde fesleğen Probleminiz:Cildiniz pürüzlü ve yaşlı görünüyor. Sık sık lekeler ve sivilceler de ortaya çıkıyor. Eğer özenli bir bakım uygulamazsanız yüzünüzdeki kırışıklıklar artarak derinleşebilir.
Ne yapmalısınız? Bu konuda taze ya da kuru fesleğen imdadınıza yetişebilir. Fesleğen, temizleyici ve canlandırıcı etkisiyle hücreleri yenileyerek cildin elastikiyetini artırıp ışıltılı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. Haftada 1 veya 2 kez fesleğen maskesi uygulamanızda yarar var.
Size uygun maske: 1 avuç kuru fesleğen yaprağını bir çay fincanı kaynar suya atın. 1 çorba kaşığı süt tozu ilave edip ılınmaya bırakın. Süzüp cildinize dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirin ve temizleyici olarak kullanın. Özellikle kuru ciltler için çok yararlı bir doğal temizleme ürünü.
Fesleğenin özellikleri: Saçlarınız mı dökülüyor? Özelikle taze fesleğen kullanmanızı öneriyoruz. Saç dökülmesini yavaşlatıyor. Bir demet fesleğen yaprağını yarım litre suda kaynatıp süzün. Ilınınca bir şişeye alıp ağzını kapatın. Her yıkamada saç diplerinize friksiyon yaparak uygulayıp saçınızı yıkayın.
Şişkinliğe karşı rezene Probleminiz: Son zamanlarda her sabah uyandığınızda aynadaki görüntünüzden rahatsız mı oluyorsunuz? Yüzünüz ve gözlerinizdeki şişkinlik sizi rahatsız edecek boyutlara mı ulaştı? Üstelik cildiniz soluk mu? Bu sorulara yanıtınız evet ise rezeneyi deneyin.
Ne yapmalısınız? Acil önlemler almazsanız sürekli şişkinlik cildinizin elastikiyetini kaybetmesine yol açabilir. Öncelikle şişkinliği giderip sonra cildi sıkılaştırıcı önlemler alın. Bunun için rezene maskesini cildinizin durumuna göre haftada bir ya da iki kez deneyin.
Size uygun maske: 20 gr rezene yaprağını 1 çay fincanı suyla kaynatıp süzün. 3 çorba kaşığı rezene suyuna 1 yumurta sarısı ve ayrı bir yerde kar halinde çırpılmış 1 yumurta akı ilave edip karıştırın. Yüz ve boynunuza sürüp 15 dakika bekletin. Ilık suyla yıkayıp kurulayın.
| |
| | | Dj Candy She SuperStar! GoKcE!
Mesaj Sayısı : 493 Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 18/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| | | | REIS1894 Banned Üye
Mesaj Sayısı : 171 Nerden : bende bilmiom Kayıt tarihi : 20/02/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Ptsi Mart 03, 2008 8:03 pm | |
| | |
| | | fankolik Üye
Mesaj Sayısı : 32 Kayıt tarihi : 03/03/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Salı Mart 04, 2008 12:05 am | |
| ben bunları uygulamak değil okuyamam bile | |
| | | MinikŞirine Yeni Üye
Mesaj Sayısı : 19 Kayıt tarihi : 10/04/08
| | | | ShekeY_PrenseS Forumun Starı
Mesaj Sayısı : 1497 Nerden : İstanbul Ruh Haliniz : Kayıt tarihi : 16/04/08
Özel Bölüm Özel Bölüm:
| Konu: Geri: Tüm Güzellik Maskeleri Çarş. Nis. 30, 2008 3:26 pm | |
| - fankolik demiş ki:
- ben bunları uygulamak değil okuyamam bile
aynen | |
| | | | Tüm Güzellik Maskeleri | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|